Mahfi Eğilmez: Teknoloji Şirketleri Kapitalizmi Gölgede Bırakıyor
Ekonomi uzmanı ve eski Hazine Müsteşarı Dr. Mahfi Eğilmez, kapitalizm ve teknoloji şirketlerinin etkisi üzerine dikkat çekici analizler yaptı. ‘Kendime Yazılar’ adlı blogunda kaleme aldığı ‘Yeni Feodalizm’ başlıklı yazısında kapitalizmin, teknoloji devlerinin kontrol ettiği platformlara dönüştüğünü belirtti. Eğilmez, bu dönüşümün toplumsal yapılar üzerinde yaratacağı değişimlerin altını çizdi.
Teknoloji Şirketleri: Yeni Feodal Düzenin Baş Aktörleri
Eğilmez, ekonomide kapitalizmin, ‘serbest piyasa’ anlayışındaki köklü değişimle birlikte, giderek ‘technofeodalizm’ (teknofeodalizm) adı verilen yeni bir yapıya dönüştüğünü vurguladı. Yunanistan eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis’in 2024 yılında yayımladığı Technofeudalism: What Killed Capitalism kitabına atıfta bulunan Eğilmez, teknoloji şirketlerinin küresel ekonomideki yeni güç merkezi haline geldiğini ifade etti.
‘Gelecekte egemen devlet kavramının yerini, çok uluslu teknoloji devleri alabilir.’
ABD’nin Küresel Hegemonyasına Meydan Okuyanlar
Eğilmez, günümüz dünya düzeninde ABD’nin hegemon konumunu koruduğunu, ancak bunun karşısında iki önemli tehdidin ortaya çıktığını belirtti:
- Çin: Eğilmeze göre, Çin eğitime yaptığı yatırımlarla ve ucuz iş gücü avantajıyla ABD’ye ciddi rakip hale geldi.
- Çok Uluslu Şirketler: Eğilmez, büyük teknoloji şirketlerinin gelirleriyle birçok devletten daha varlıklı hale geldiğini ve bu durumun siyasi ve ekonomik güçlerini artırdığını ileri sürdü.
Trump’ın Yemin Töreni ve Yeni Düzenin İşaretleri
Eğilmez, teknoloji şirketlerinin kapitalizm üzerindeki etkisini somut bir örnekle açıkladı. Trump’ın yemin töreninde, Meta CEO’su Mark Zuckerberg, Tesla CEO’su Elon Musk ve Google CEO’su Sundar Pichai gibi isimlerin yan yana gelerek adeta ‘yeni düzenin lansmanını’ yaptığını ifade etti. Eğilmez, bu görüntünün teknoloji devlerinin siyasi kararları etkileyen bir güç haline geldiğinin işareti olduğunu belirtti.
Tahminler Daha da Öteye Gidiyor
Eğilmez, geleceğin dünyasında gelişmiş ülkelerdeki ulus devletlerin etkinliğini kaybedeceğini ve siyasetin sermayenin taleplerini uygulayan bir aracıya dönüşeceğini öngörüyor. Gelişmekte olan ülkeler için ise ulus devletlerin biçimsel olarak varlığını koruyacağı, ancak ekonomik anlamda gelişmiş ülkelere bağımlı bir ‘modern serf’ konumunda kalacakları tahmininde bulunuyor.