4.6 C
İstanbul
Finans Gösterge

Yüksek Enflasyonun Gençler ve Çocuklar Üzerindeki Etkileri

Yayınlanma Tarihi:

Yüksek Enflasyon Kalıcı Hasarlar Bırakıyor

Yüksek enflasyonun toplum üzerindeki etkileri yalnızca ekonomik verilere indirgenemez. Merkez Bankası’nın “Yüksek Enflasyonu Neden İstemeyiz?” başlıklı eğitici içeriği, enflasyonun bireyler ve toplum üzerindeki olumsuz sonuçlarını somut örneklerle açıklıyor. Bu içeriğe göre, enflasyon, ayni miktarda para ile giderek daha az şey satın alabilmek anlamına geliyor. Ayrıca enflasyon, gelir dağılımını bozarak ekonomik eşitsizlikleri derinleştiriyor. Özellikle son yıllarda, yüksek enflasyonun başta gençler ve çocuklar olmak üzere farklı yaş grupları üzerinde kalıcı etkiler bıraktığı gözlemleniyor.

Hedefler Öteleniyor, Hasar Büyüyor

Geçmiş dönemlerdeki ekonomi yönetiminin aldığı kararlar nedeniyle yükselen enflasyon, günümüzde mücadele edilmesi gereken en kritik konuların başında geliyor. Ancak enflasyon hedeflerinin sürekli ertelenmesi, toplumda derin yaraların ortaya çıkmasına neden oluyor. Örneğin, başlangıçta 2026 için belirlenen tek haneli enflasyon hedefi, şimdi 2027 yılına ertelenmiş durumda. Öte yandan, değişen jeopolitik riskler ve piyasa koşulları da bu mücadeleyi daha da zorlaştırıyor. Sürekli yukarı yönlü revize edilen tahminler, bireylerin mali planlamalarını ve geleceğe dair beklentilerini olumsuz etkiliyor.

Enflasyon Genç Nesillerin Eğitimini Tehdit Ediyor

  • TÜİK’in 2023 Eğitim Harcamaları İstatistikleri’ne göre, hane halklarının eğitim harcamalarına ayırdığı pay ciddi oranda azaldı.
  • DPT kökenli iktisatçı Zafer Yükseler’in analizine göre, toplam eğitim harcamalarının 2021 yılında %22,4’ü hane halkları tarafından finanse edilirken, bu oran 2023’te %13,3’e geriledi.
  • Ortaöğretim harcamalarındaki bu azalma, eğitimin kalitesini düşürdüğüne dair ciddi endişeleri gündeme getiriyor.

Uzmanlar, eğitim harcamalarındaki düşüşün, sadece ailelerin bütçelerinde değil, aynı zamanda devlet okullarının yükünde de ciddi bir artışa neden olduğunu belirtiyor. Bu durum, eğitimin niteliğinde bozulmalara yol açabilir.

Çocuk Yoksulluğu Alarm Veriyor

Yüksek enflasyon, en kırılgan gruplardan biri olan çocukları da derinden etkiliyor. TEPAV tarafından yapılan bir araştırmaya göre, 2022 yılında 0-2 yaş aralığındaki bebeklerin %41,4’ü ve 3-14 yaş grubundaki çocukların %43,8’i yoksulluk sınırının altında yaşıyor. TÜİK’in verilerine göre, 0-17 yaş grubundaki toplamda 7,03 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor. Bu sayı, çarpıcı bir şekilde, Türkiye’de yoksul çocuk sayısının 9 milyon 590 bine yaklaştığını gösteriyor.

Bu veriler, toplumsal eşitsizliklerin çocuklar üzerindeki etkilerini ve enflasyonun yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda sosyal bir sorun olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Çocuk yoksulluğunun önüne geçmek, yalnızca ekonomik reformlarla değil, toplumsal dayanışmanın güçlenmesiyle de mümkün olacaktır.

Son Haberler

spot_img

YAZILAR

spot_img